İsminin Birinci Harfi C Olanların Kodlaması
İsminin birinci harfi “C” olan kişiler, yaşamlarında erken dönemlerden itibaren duygusal ve fiziksel hassasiyetler taşırlar. 4 yaşında yaşanabilecek acı bir deneyim, içsel kırılganlıklarını şekillendirebilir. Bu olay bazen bedensel bir rahatsızlık, bazen de duygusal bir travma olabilir. Ancak bu tür deneyimler, ilerleyen yaşlarda kişiye derin bir empati gücü kazandırır. İçsel şifalanma için küçük yaşlardan itibaren destekleyici bir çevrede olmak, iyileşmenin kapısını aralar. Özellikle çocuklukta şefkat enerjisiyle büyüyen bireyler bu acıları daha kolay dönüştürür.
Bu isim grubuna sahip olanlar, 5 yaş civarında hastalık geçirebilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıf olmasından ya da stresli aile ortamlarından kaynaklanabilir. Bedensel hassasiyet özellikle mide, sinir sistemi ve sol göz bölgesinde kendini gösterebilir. Mide rahatsızlıkları da ilerleyen yaşlarda tetiklenebilir. Zihin-beden dengesini korumak adına düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve meditasyon önerilir. Özellikle sabah saatlerinde yapılan nefes çalışmaları hem sindirimi düzenler hem de zihinsel dengeyi sağlar.
Çocuklukta yaşanan bu kırılmalar, kişinin yetişkinlikte ilişkilerde gecikme yaşamasına da sebep olabilir. 27 yaşına kadar evlenmemek ya da evliliği sürekli ertelemek, duygusal bağ kurmada yaşanan zorluklarla ilgilidir. Evliliğin ya da birlikteliğin hayatlarında daha geç olgunlaşması, onların daha bilinçli ve farkındalıklı ilişkilere yönelmesine yardımcı olur. Bu dönemde “Ya Vedûd” esması ile çalışmak, sevgi alışverişini ruhsal boyutta güçlendirir. Aynı zamanda bireysel terapi ya da geçmiş ilişkileri şifalandıran içsel çalışmalar da fayda getirir.
C harfiyle başlayan kişiler genellikle iş yaşamlarında aktif, ancak zaman zaman otoriteyle çatışan bireylerdir. İşverenle yaşanan tartışmalar, bireyin kendini ifade etme tarzı ve içsel özgürlük ihtiyacıyla ilgilidir. Bu kişilerin sık seyahat etme eğilimi vardır; bu da köklenme sorununu beraberinde getirebilir. Ancak doğru zamanda yapılan seyahatler, ruhsal gelişimlerine katkı sağlar. Kendi projelerini yönetme, serbest çalışma gibi alanlar onlar için daha uyumludur. İş yerinde yaşanan sorunlar için “Ya Latîf” esması okunabilir; bu, nazik geçişleri ve uyum enerjisini artırır.
Kadınlarda nörolojik hastalıklara yatkınlık görülebilir. Bu durum sinir sistemi zayıflığı, baş ağrıları ya da ani ruhsal iniş çıkışlar şeklinde olabilir. Ruhsal dalgalanmaların sebebi çoğunlukla bastırılmış duygulardır. Özellikle anneyle yaşanan geçmiş sorunlar, kadının kendi kadınlığını yaşamasını zorlaştırabilir. Bu durum zamanla eş seçimlerini de etkiler ve karmaşık ilişkiler ortaya çıkarabilir. Gül yağı, lavanta gibi doğal yağlarla yapılan aroma terapiler, sinir sistemini rahatlatır. Ayrıca günlük dua ve zikir rutinleriyle bilinç altı dengelenebilir.
Hayatlarının dönüm noktalarından biri 27 ve 28 yaşlarıdır. 27 yaşında kutsal yerleri ziyaret etmek, inanç sistemlerini tazelemeleri açısından büyük katkı sağlar. 28 yaşında ise mali kazanımlar ön plana çıkar; bu dönemde yapılacak ticari girişimler veya yatırım kararları olumlu sonuçlar doğurabilir. Tutkulu bir aşk bu yaşlarda yaşanabilir fakat hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir. Bu aşk, kişiye duygularını tanıma ve kabullenme fırsatı sunar. Hayal kırıklığı da ruhsal büyüme için bir anahtardır. Astrolojiye olan yatkınlık, bu dönemde daha da belirginleşebilir; doğum haritası ile çalışmak içgörüyü derinleştirir. Eğitim hayatı başarıyla tamamlanır ve kişi, içsel bir manevi olgunluğa ulaşır.



