Ay'ı Boğa'da Olanlar - 2. Bölüm
Ay’ı Boğa’da olan biriyle karşılaştıysanız, önce ortamın sıcaklığına bakın.
Eğer oda 22 dereceyse, konuşabilirsiniz.
Ay Boğa insanı, aç karnına duygusal karar almaz.
Ona "Hadi konuşalım" demeden önce bir tabak koyun önüne.
En iyi terapisi: sucuklu yumurta ve sırt kaşıyıcısı.
Onun için huzur; sessizlik, tatlı bir koku ve kalorifer peteğiyle aynı cümlede geçmelidir.
“Hadi çıkalım” demek yerine “Sana battaniye sardım, çay da demledim” deyin.
Sürprizden hoşlanmaz çünkü planlı sevgi, spontane paniğe tercih edilir.
Ay Boğa, sevgisini yemekle ifade eder, kırgınlığını da tabağa ikinci kez koymamakla belli eder.
Ona alınacak en romantik hediye: ortopedik yastık ve fırından yeni çıkmış ekmek.
“Konuşmamız lazım” cümlesi yerine “Tatlı var, çatal getiriyorum” deyin.
Sevdiği insanı evde sakince otururken izlemeyi sever, uzaktan değil, kol mesafesinde.
Güven sarsılırsa değil, kanepeye kahve dökülürse ağlar.
Dramayla değil, dondurmayla yaklaşın.
Sabah uyanınca ilk baktığı şey duygular değil, kahvaltı masasıdır.
Ay Boğa sinirlenirse bağırmaz, sessizce sofrayı toplar.
Onun için en büyük ihanet, son dilimi habersizce yemektir.
Sevginizi kelimelerle değil, ılık çorbayla anlatın.
Eğer uyumuşsa, tartışmayın. Uyandığında zaten unutur.
Ama eğer hem açsa, hem de yastığı yerinde değilse… uzaklaşın. Şaka yapmıyoruz.
Yastığı yerinde değilse, duygusal dengesi de yerinde değildir.
Onun huzuru bozan her şey, küçük çaplı bir duygusal deprem yaratır.
Boğa sabırlıdır ama sabrının süresi tost ekmeği kadardır: kızarınca biter.
Bir kez kırılırsa değil, bir kez aç bırakılırsa asla eskisi gibi olmaz.
Sessizliğiyle sizi cezalandırır ama çaktırmadan yanınıza battaniye de atar.
Konuşmuyorsa kızgın değildir, sadece biraz mantı istiyordur.
Onun gönlünü almak istiyorsanız çiçek değil, kaşarlı gözleme götürün.
Ay Boğa, sevdiği kişiye değil, sevdiği ortamda huzur bulur.
Onu anlamak istiyorsanız, ne söylediğine değil, nerede oturduğuna bakın.
Ve unutmayın… bazen sadece “Yanındayım ve kek getirdim” demeniz yeterlidir.