Venüs Boğa’da, Jüpiter Yengeç’te Savaş
Savaş ve Küresel Çatışmaların Gölgesi
Venüs'ün Boğa burcunda, Jüpiter’in ise Yengeç burcunda yer aldığı zamanlar (şuan her iki gezegen bu yerleşimde), tarihsel olarak istikrarın sarsıldığı, diplomatik dengelerin çöktüğü ve savaşların patlak verdiği kritik dönemler olarak karşımıza çıkar. Bu gökyüzü konumları, astrolojik olarak hem halkların güvenlik arayışını hem de maddi kaynaklar üzerindeki gerilimleri sembolize eder. Venüs Boğa'da mal ve toprakla, Jüpiter Yengeç'te ise vatan, millet, kültür ve aidiyetle ilgilidir. Bu ikili, birlikte çalıştığında ekonomik eşitsizlikler, toprak mücadeleleri ve dini/kültürel çatışmalar tetiklenebilir.
Son olarak bu dizilim 2014 yılında gerçekleşmişti. Ve o yıl, dünya genelinde adeta bir yangın yılıydı. Bakın, o dönemde neler yaşandı?
• Suriye İç Savaşı en kanlı dönemine girdi. Rejim güçleri, muhalifler ve radikal örgütler arasındaki çatışmalar milyonlarca insanı yerinden etti.
• Irak’ta IŞİD’in yükselişi, bölgeyi adeta kaosa sürükledi. Musul’un düşmesi ve Halifelik ilanı dünya gündemini sarstı.
• Ukrayna’da Donbas Savaşı başladı ve Rusya’nın Kırım’ı ilhakı uluslararası ilişkilerde yeni bir kırılma yarattı.
• Gazze’de İsrail-Filistin çatışması yeniden tırmandı. Onlarca gün süren bombardımanlar ve sivil kayıplar dünyanın dikkatini yeniden Ortadoğu'ya çevirdi.
• Libya İç Savaşı'nın ikinci aşaması başladı. Farklı milis gruplar arasında kontrol mücadelesi arttı.
• Yemen’de Husi Ayaklanması, sonrasında gelen iç savaşın fitilini ateşledi.
• Nijerya’da Boko Haram, kadın ve çocuk kaçırmalarıyla dünya çapında tepki topladı.
Bu çatışmaların bazıları yüksek yoğunluklu sıcak savaşlar (Suriye, Ukrayna, Gazze gibi), bazıları ise düşük yoğunluklu ama süreğen çatışmalardı (örneğin Kongo, Mali, Sudan gibi). Bu durum, 2014’ü sadece lokal bir kriz yılı olmaktan çıkarıp küresel anlamda istikrarsızlıkların zirve yaptığı bir yıl haline getirdi.
Astrolojik olarak bu dönemin dikkat çeken yönlerinden biri, Venüs’ün Boğa’daki kaynak ve değer teması ile Jüpiter’in Yengeç’teki güvenlik, vatan ve aile kavramları üzerinden genişleme arzusu arasındaki gerilimdi. Bu açı, bir yandan ulusların kendi sınırlarını genişletme ve güvenliğini sağlama çabası olarak yansıdı, diğer yandan ise başkalarının topraklarına müdahale, göç dalgaları ve etnik-dini gerginlikler olarak kendini gösterdi.